Sepsis, vücudun bir enfeksiyona karşı geliştirdiği kontrolsüz bağışıklık tepkisidir. Bu tepki organ yetmezliklerine ve ölüme yol açabilir.
Genellikle basit bir enfeksiyon olarak algılanan sepsis, aslında birçok organın iflasına neden olabilecek kadar karmaşıktır. Sepsis vakalarının çoğu toplum kaynaklı olsa da hastanelerdeki vakalarda ölüm oranları ve tedavi maliyetleri daha yüksektir.
Sepsisle mücadeledeki en kritik nokta, hastalığın erken teşhis edilmesi ve etkin tedavi uygulanmasıdır. Erken tanı ve müdahale hayat kurtarıcıdır. Sepsisin karmaşıklığı tedaviyi zorlaştırsa da hastalığı önlemek ve tedavi etmek için ilerlemeler kaydedilmektedir.
Sepsis tedavisini zorlaştıran en büyük unsurlardan biri antibiyotik direncidir. Antibiyotik direnci nedeniyle her 15 dakikada bir kişi hayatını kaybetmektedir. 2050 yılına kadar her yıl 10 milyon kişinin antibiyotik direnci nedeniyle yaşamını yitirmesi tahmin edilmektedir.
Sepsisin tedavi edilmesi hastaların tam anlamıyla iyileştiği anlamına gelmez. Sepsisten kurtulanların yarısı fiziksel, psikolojik ve bilişsel sorunlarla mücadele etmektedir. Bu durum, hastaların uzun süreli bakım gerektirmesine neden olan “post-sepsis sendromu” olarak bilinir.
Sepsis, bireysel sağlık sorunlarına yol açmasının yanı sıra sağlık sistemlerine de ekonomik yük getirir. Sepsis hastalarının tedavi maliyetleri hasta başına büyük ölçüde değişmektedir.
Sepsisin önlenmesi için hijyen, temiz suya erişim, aşılama ve erken tanı sistemlerinin yaygınlaştırılması önemlidir. Acil servislerde ve ambulans sistemlerinde erken tanı programları sepsisle mücadelede hayati önem taşır. Ulusal eylem planları geliştirilerek sepsisle mücadelede ilerleme kaydedilmesi hedeflenmektedir.