EPFR verilerine göre, bu yıl tahvil fonlarına net olarak yaklaşık 400 milyar dolar aktı; bu rakam, 2021’deki tüm zamanların en yüksek yıllık akışının %51’ine denk geliyor. EPFR araştırma direktörü Cameron Brandt, müşterilerine gönderdiği notta, “Bu yıl şimdiye kadar aktif olarak yönetilen fonlar, akışların en büyük payını aldı” dedi. Aktif olarak yönetilen sabit getirili fonlar, 2022’de faiz artışlarından dolayı zor bir yıl geçirmişti.
Faiz Oranlarındaki Artış ve Düşüşler
Federal Rezerv ve diğer küresel merkez bankaları, enflasyonla mücadele amacıyla faiz oranlarını artırdığında, düşük faizli ortamlarda ihraç edilen düşük kuponlu tahviller önemli bir darbe aldı. Ancak, yeni ihraç edilen menkul kıymetler son 15 yılda görülen en yüksek getirileri sunmaya başladı. Bloomberg verilerine göre, ABD Hazinesi 20+ Yıl tahvil endeksi bu yıl %1,1 getiri sağlamışken, FactSet verilerine göre endeks hala üç yıllık %30,4 getiri kaybıyla karşı karşıya.
Küresel Faiz İndirimleri Başladı
Avrupa Merkez Bankası, Haziran ayında faiz oranlarını 25 baz puan düşürerek %4’ten %3,75’e çekti. Genellikle küresel faiz indirimlerine öncülük eden Fed’in politika faizi ise %5,25 – %5,5 aralığında kaldı. Ancak Haziran ayında ABD işsizlik oranının %4,1’e yükselmesi ve Amerikan ekonomisinin yavaşladığına dair diğer göstergeler, yatırımcıların Fed’in kısa süre içinde faizleri düşüreceğine inanmasına yol açtı.
Tahvil Fonlarına Olan İlgi Artıyor
ABD hisse senedi endeksleri yılın ortasında yeni rekor seviyelere ulaşırken, 10 yıllık Hazine tahvil getirisi pandeminin en yüksek seviyesi olan %5’ten Pazartesi itibarıyla yaklaşık %4,27’ye geriledi. Bu, %5,35 getiriyle işlem gören 3 aylık Hazine bonolarıyla karşılaştırılıyor. Merkez bankalarının faiz oranlarını düşürme olasılığıyla birlikte, bu gelişmeler küresel tahvil piyasalarında önemli dalgalanmalara ve yatırımcıların tahvil fonlarına olan ilgisinin artmasına neden oluyor. Yatırımcılar, faiz oranlarındaki muhtemel düşüşle birlikte tahvil piyasasında daha yüksek getiriler arıyor.